04 Mayıs 24 Cumartesi 04:57
Cumartesi, Mayıs 4, 2024
spot_img

EN YENİ

Yüceler Yeni Konsepti İle Sektöre Yeni Bir İvme Kazandıracak

İnşaat malzemeleri alanında sektörde farklı bir bakış açısı ile ilerlemeye devam eden Yüceler, yeni konsepti ile büyümesini hızlandıracak.

Kuruluşu 60 yıl önceye dayanan Yüceler firması yeni yapılanmasını günümüze taşıyan, deneyimlerini sektöre sunan hizmetleriyle, müşterilerinin yardımlarıyla, ticaretiyle geleceğe daha güvenle istikrarla iş hayatına devam etmeyi düstur ilke kabul ettiklerini söyleyen Yüceler İnşaat Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı Numan Yüce; “1990’lı yılların başından sonra başlayan bavul ticareti ve ihracat müşterilerine halen çalışıyor olmanın meyvelerini topluyoruz. Bu anlamda müşterilerimizle çalışmış olmaktan da memnuniyet duyuyoruz, inançla güvenle ‘yola devam’ diyoruz.Ticari faaliyetlerinin bir parçası, vazgeçilmezi olarak gördükleri yurt içi müşterilerine de daha iyi hizmet verebilmek için Yüceler ailesinin inşaatını da kendilerinin yapmış olduğu Bedrettin Dalan Bulvarı No:13-18 deki yeni binamızda müşterilerimize iyi ürünler, güzel hizmetler, iyi fiyatlı mallar sunmak istiyoruz.Bayiliğini yapmış olduğumuz fabrikaların ürünlerini ve ithalat destekli kendi ithal ettiğimiz ürünleri, değerli müşterilerimize sunmayı, hizmet vermeyi hedefliyoruz” dedi. İnşaat malzemeleri satışı ile ilgili çok bilgi, enerji, sabır, istikrar isteyen bir sektördür. ‘Bu iş sevilmeden, emek verilmeden yapılmaz diyen Yüceler İnşaat Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı Numan Yüce ile faaliyetleri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Yüceler İnşaat Malzemelerinin kuruluşu ve bugünlere gelişi hakkında bilgi verir misiniz?
“Ticari hayatlarına 1950 yıllarda başlayan Yüceler ailesi ikinci kuşak için ek iş olarak 1978 yılında Anadolu’nun küçük bir şehrinde inşaat malzemeleri sektörüne girmiştir. Daha sonra 1986 yılında Anadolu’daki işimizi İstanbul’daki Tahtakale’deki Cemil Birsel Caddesi’nde bir dükkân açarak büyütelimdiyerektenİstanbul’a Kemal Abim, benim bir küçük kardeşim Hasan Hüsnü Yücel geldi. 1995 yılı sonunda ben İstanbul’a geldim. Tahtakale’de ikinci mağazamızı açtık, mağaza sayımız 3’e çıktı. 2007 yılında İstoç Oto Ticaret merkeziinşaatında Yüceler ailesinin yapmış olduğu binamıza taşındık. Eminönü’ndeki mağaza sayımızı bire düşürdük. 2010 yılında tamamen Eminönü’ndeki işyerimizi kapattık. 2010 yılında inşaatına başladığımız Bedrettin Dalan Bulvarı No:13 – 18 İkitelli Başakşehir adresindeki yeni binamıza 2013 yılı Şubat ayında taşındık. Burada yerleşmeye, yenilenmeye çalışıyoruz. 3000 metrekare mağazamız, 4500 m2 depolarımızla geniş otopark alanlarımızla daha iyi lojistik desteği müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Bu uzun yolculuktan sonra da has güvenle daha ileri profesyonel işler yapmak istiyoruz. Ülkemizin geleceği olan büyük mağaza oluşumunu yeni konseptimizle gerçekleştiririz inşallah.”

 

YENİ BİR KONSEPTLE GELİYORUZ

Pazara sunduğunuz ürünler nelerdir?
“Yüceler İnşaat Malzemeleri A.Ş. olarak Türkiye’nin tanınmış markalarını, kaliteli ürünlerini müşterilerimize sunmak istiyoruz. Daha önce ağırlıklı inşaat malzemelerinin ağırlıkta satıldığı firmamızda konumumuz itibariyle sanayinin içinde olduğumuz için sanayi üreticisi müşterilerimize de hizmet etmeyi düşünüyoruz.Yapı marketimize gelen bir müşterinin inşaatla, projeyle ilgili her şeyi bulabileceği bir ortam hazırladık. Bu bizim meslek aşkımızdır. 35 senedir bu işi yapıyoruz. Nalburluk yeni ismiyle marketçiliği hizmeti ön planda tutup müşterilerimize ürün zenginliği yaşatmayı düşünüyoruz. Bir kişi bu mağazaya girdiği zaman sadece seramik ya da boya değil, her şeyini alıp çıkabilecek durumda. Arabasını rahat park edip, yüklemede sıkıntı yaşamadan hareket edebiliyorlar. Biz bu iş yerimizi bunu gerçekleştirmek için yaptık.”İlerdeki hedeflerimiz arasında inşaat firmalarına, projelere yönelik çalışmalarımız olacak. Onlara da ürün satmayı düşünüyoruz. Yılların deneyimini hizmeti ön planda tutup müşterilerimize ürün zenginliği yaşatmayı düşünüyoruz.”

Ürün tedariğine gelen ustalar genelde hangi kriterlere dikkat ediyorlar?
“Ustalar el aletlerine çok meraklı oluyorlar. Bakış açısına bağlı olarak, ustalar kullandıkları sarf malzemesine bağlı olarak, bir işte rahat döşeyebilecekleri ve kullanabilecekleri malzemeleri alıp; iyi, sağlam yapıyım diye düşünerek en kaliteli ürünleri tercih ederken, bazıları ise günübirlik kullanacakları ürünleri alıyorlar.”

 

Ürün alımında elemanlarınız ustaların tercihlerine yönelik yönlendirmede bulunuyor mu?
“İşletmemizde 1-2 demo çalışması oldu. Mesela Rotenberger ustalarla toplantı yapıp, burada ürünlerini sergileyip, demo tanıtımını yaptılar. Yapı marketimizde firmalar ürünlerini tanıtma ve nasıl kullanıldığını anlatma etkinliklerini yapabiliyorlar. Birkaç firma bu tür çalışmaları bu mekânımızda yaptı. Demolara her zaman açık bir yapımız vardır. Ana satıcı firmalar, ustaları veya kullanıcıları ‘Yüceler inşaat Malzemeleri A.Ş de, şöyle bir toplantımız var’ diyerek davet ediyorlar, biz bir piknik havasında yapıyoruz.”

Ustalara yönelik bir kampanya veya usta kulübü gibi bir çalışmanız olacak mı?
“Ustalara, sanayicilere yönelik bonus kart veya puan kartı gibi çalışmalar olacak. Kart ve puan sisteminin yapılanmasıve aktif hale gelmesi için fizibilite çalışmalarımız sürüyor.Bu sisteme geçmek istiyoruz.”

Yüceler Yapı Market bünyesinde kendi markalarınız da yer alıyor mu?
“Birkaç markamız var. Mobilya Aksesuarları ve Hırdavat Malzemelerinde ihracatını yaptığımız Venda, Nupa ve aydınlatmasektöründe İmera markamız var.”

 

Başka şubeleriniz var mı?
“Bizim çok şubemiz vardı. Fakat tek çatı altında, çok fazla dağılmadan, daha büyük bir alanda, daha profesyonel hizmet vermek için bu yapı marketimizi kurduk. Birkaç sene sonra bu konseptin 2. şubesini açabiliriz. Sistem oturunca, belki 2 ayda bile şubeler açacağız. O zaman daha kolay olacak. Doğru yerde ve zamanda şubeler açma yoluna gidebiliriz.”

 “EMİN ADIMLARLA İLERLEMEK İSTİYORUZ”

Sektörde sizi farklı kılacak ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?                                                       

“Rekabette fark atmak biraz zorlaştı. Kârlar düştü, ödemeler dengesi bozuldu. Herkes gerilla gibi bir yerleri fethetmeyi düşünürken; biz, bu sene 3 pazarlamacımızı sahalardan geri çektik. Çünkü ilk önce sağlam bir yapılanma tesis etmek istiyoruz. Bu işte profesyonel bir sistemle ilerleme düşüncesindeyiz. Müşterilere kart verip, onları kredilendirip, doğrudan borçlanma yapılabileceği gibi banka aracılığıyla da ödemeler gerçekleştirilebilir. Bunların çok çeşit yöntemleri var. Bunlarla ilgili çalışmalar söz konusu. Bu uzunbir süreç. Biz hızlı koşup, yorulup saf dışı kalmaktansa, yavaş yürüyüp çok yol almayı hedefliyoruz. Bilinirliğimizi ürünlerimizle, hizmetimizleartırmak istiyoruz.”

“NALBUR TOPTANCISI DİYE BİR SEKTÖRÜ ORTADAN KALDIRDILAR”

Üretici veya ithalatçı firmalarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?                 

“Sektördeki çok uzun deneyimlerimedayanak, önceden üretici firmalarda ahde vefa duygusu vardı. Şu andaki üreticilerde böyle bir şeyin kalmadığını düşünüyorum. Biz böyle bir yapılanmada onlardan bir teknik destek beklerken, sadece kazanma odaklı düşündüklerini görüyoruz. Nalbur toptancısı diye bir sektörü ortadan kaldırdılar. Kendileri direk gidip, projelerle anlaşıyorlar. Mesela bir sitede 200 daire var. Seramik ihtiyacı 500 milyar tutuyor. Piyasada bunu temin edebilecek nalbur bulmak çok zor. Üreticiler, teminat mektubu alıp, riskini sıfırlayarak düşük kârla satıyorlar. Esnafa verdiği fiyattan daha düşük teklifler veriyor. Bize %2 kârla satmamız söyleniyor. Riskimizle ilgili bir garanti yok. Bu kârlarla bu işleri yapmak çok kolay değil. Kendileri fuarlara gidiyorlar. Ürünleri güzelce tanıtıyorlar. Ondan sonra hep merkeziyetçi, kendilerine odaklı bir satış politikası uyguluyorlar. Proje bakımından tesisat firmalarında daaynı şeyler söz konusu. Değişik değişik iskontolar uygulanıyor, farklı tavizler veriliyor. Üreticiler, hiç bir zaman 20 – 30 yıldır iş yaptıkları nalburlara vermedikleri iskontoları bir sefer satış yapacakları yerlere veriyorlar. “Niçin böyle yapıyorsunuz?” diye sorduğumuzda, “Ben vermezsem, başka firma veriyor, O da vermezse bir başkası veriyor.” diyor. Üreticiler için çıkış yolu bulmak kolay. Bazı Alman firmaları var. Bu konuda hiç taviz vermiyorlar. Gidip satıyorlar, esnafa kârını da bırakıyorlar. Kimisi de “Biz projelere vermiyoruz.” diyor ama biz sektörümüzde yaşananları biliyoruz. Üretici firmalar, nalbur esnafına verdiği fiyatın altında projeye ürün veriyor. Bu durum insanı bir arayışa itiyor. İthal ürünleri getirip, satıp, o ürünü satış bakımından belli bir noktaya getirince, fabrika bir set koyuyor. Bunu kendisi için potansiyel bir risk unsuru olarak görüyor. Büyük sanayiciler kendilerine yıllarca hizmet etmiş nalbur esnafına kıymet vermeden, sektöre zarar veren uygulamalara gidiyorlar. Bunu düzeltmek için bir çaba içinde değiller, amaç bu olmamalı.”

 

“SAYILI MARKALARIN SATIŞINI YAPIYORUZ”

Satış sonrası teknik destek noktasında nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?
“Biz Türkiye’nin sayılı markalarını satıyoruz. Bu markaların sağlamış oldukları garantiler var. Bunları kullanmaları konusunda müşterilerimize destek oluyoruz. İthal ettiğimiz ürünlerde bire-bir değiştirme yapıyoruz. Servisleri kullanıyoruz, müşterilerimizin servisleri kullanmalarına yardımcı oluyoruz. Bir müşteri bir tane matkap aldıysa, tam çalışırken ürün bozulup, müşterinin moralini bozduysa ve sorun yaşadığı bu ürünü servise ulaştırmak onun için çok zor oluyorsa, kendi sinemize çekip ona bir yenisini veriyoruz. Her zaman değil ama o anki duruma göre hareket ediyoruz.”

“İNTERNETTEN HAYALLERİ SÜSLEYEN BİR ÜRÜN BEKLERKEN DAHA BASİTİ ÇIKABİLİYOR”

Son kullanıcılar, sanayiciler size nasıl ulaşıyor?                                                                             

“Online web sayfamız, online satış, kredi kartıyla, mail orderla satış konularındaki çalışmalarımız devam ediyor. Bu düzenlemelerin olacağı internet üzerinden alışveriş olanağı sunacağız. Ama internetin sağlayamayacağı durumlar da var. Bizim insanımız bir nalbur ürünü alırken, onu alır, bakar, çalıştırır; içine sinerse alır. Ama bu olay internette olmaz. Bazı standart ürünleri için olabilir ama her nalbur ürünü için internet üzerinden satışın ideal olacağını sanmıyorum. İnternetten alınan ürünler zannedildiği gibi çıkmayabiliyor. İnsan hayalleri süsleyen bir ürün beklerken daha basitiyle karşı karşıya kalabiliyor. Ama bir yapı marketten alınan bir üründe böyle bir şey olması imkânsız. Görerek, dokunarak hatta çalıştırarak satın alınan bir üründe sıkıntı olmaz.”

Sektörümüzde yeni teknolojiler var mı?
“Eskiden alçı yapmadan önce saatlerce zımpara yapılırdı. Şimdi makinelerle çok az zamanda yapılıyor. Mesela tesisat geçilecek yerler açmak için burç çekiç elinde günde 5 delik delinirken şimdi karot makinaları var. Şimdi aynı iş, yeni teknolojilerle çok daha kolay ve az zamanda yapılabiliyor.”

Nalbur sektörüne Çin’in etkisi nedir?
“2000 yılından beri Çin’e gider gelirim. Çin faktörünü olumlu değerlendirenler kadar, olumsuz değerlendiren de var. Aslında Çinliler bize çok şey öğretti. Biz Çin’den çok ürün aldık.Ama şimdi Çin’e gidip o fabrikaları gezen, bizim gibi nalburlar veya herhangi bir sektörde faaliyet gösteren kişiler; “ya bu makinalarla bunları yapıyorlar da biz niçin yapamıyoruz” diye düşünüp de bu işe soyunan çok arkadaşımız oldu. Kendimde aynı şeyi düşünüyorum. İthalatını yaptığım bir ürün var. Çin’de fabrikaları gezince çok da farklı bir şey olmadığını anladım. Aynı işi otuz makine ve on kişiyle yapıyorlar. Makinayı Almanya’dan alıp, daha az personelle aynı üretimi kendin yapabilirsin. Sektörümüzde son 2-3 yıl içinde dampingleri de kullanarak imalata başlayan arkadaşlar var.”

 

“FABRİKADAN DİREK ÜRÜN ALAN PİYASA VAR”

2012 yılınız nasıl geçti, 2013 hedefleriniz nelerdir?

“Son 5 sene biz hep aynı seviyede gidiyoruz. Kârlılık ve cirolar aynı gidiyor. 2013 yılında patlayan konut satışları nalbur esnafına pek fayda sağlamıyor. Mesela adam direk kapıcıya gidiyor. Bana 1000 hazır kapı lazım diyor. Kapıcı kilitçiye gidiyor, bana 1000 kilit lazım diyor. Kilitçi bu 1000 kilidi bize sattığı fiyattan daha aşağı veriyor. Böylece nalburun işlevi azalıyor. Önceden nalburdan 5-10 kilit alıp kapı yapan marangoz ortadan kalktı. Şimdi fabrikadan direk mal alan bir piyasa var. Ancak bulamadıkları veya hızlı ulaşmak istedikleri ürünleri nalburdan alıyorlar. Bundan dolayı da son yıllarda nalbur piyasasında büyüyüp bir yerlere gelen esnaf yoktur.Nalbur işini çok sevmemize rağmen bizim de ilerdeki hedefimiz imalata yönelmek olacaktır diye düşünüyoruz.”

20 ÜLKEYE İHRACAT

İhracat çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
“Şu anda 20’ye yakın ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu ülkeler, onlara lojistik destek sağladığımız için bizi tercih ediyorlar. Mesela bir firma elektrot alacak, tırda 10 m3 yer tutuyor. Tırın üstü bomboş kalıyor. Ama bizden alırsa maliyetlerini minimize edecek bir imkan sunuyoruz. İnşaat başta olmak üzere çok çeşit üründe 1990 yılından beri ihracat yapıyoruz. Bizim ihracat dosyalarımızda o kadar çok çeşit var ki. Yaptığımız ihracatta çok çeşitlilik olduğu için tercih konusu oluyoruz.”

 

“BU MESLEK SEVİLMEDEN YAPILMAZ”

35 yıldır bu sektöre emek veren birisi olarak sektörün genel sıkıntıları size göre nelerdir?
“Satıcılar tecrübesiz, ürün bilgisi, mal bilgisi ve teknik bilgisi yok. Üniversiteyi bitirmiş, liste eline veriliyor. Satış yapması için sahaya sürüyorlar. Benim kendi şahsî fikrimi sorarsanız, 1985 doğumlulardan sonra eleman yetişmiyor. Kalifiye eleman bulmak çok zor. Şimdikiler rahatlık istiyorlar. ‘Masa başında oturayım, cep telefonum da yanımda olsun, bir tane de arabam olsun, sene sonunda bana prim versinler, senede de 3 ay tatilim olsun.’ diye bir anlayış doğdu. Dolayısıyla insanların bu rahatlık içinde iş yapmaları çok zor. Kalifiye eleman yetişmiyor.Google diye bir şey çıktı ortaya mertlik bozuldu. Ticaretin sır olması durumu ortadan kalktı. Türkiye’nin ihtiyacının birkaç katı üretim fazlası var. Eskiden üreticiler de bayiler de para kazanıyordu ama şimdi risk hep esnafın sırtında. Dolayısıyla senede 1-2 tane esnaf gidiyor, işini kapatıyor.Bu mesleğe giren bir insan, bu işe koyduğu finansmanının % 50’sinialamayacağım diye düşünerek başlayacak. Bu sektöre girince, çıkış yok. Bu mesleğin terkedilmesi zordur. Zaten ihtiyaç duyulmadığı zaman bu ürünler hiçbir şey değildir, bu sektörden çıkıyorum dediğin zaman elindeki stok malzemesinin %50’si çöptür. %20 indirimle versen yine satamazsın. Bizim ürünlerimiz o kadar zor ki. Lazım olduğunda, satıldığı zaman para eder. Satılamazsa sadece demir yığınından ibaret bir şey.”

 

 

Latest Posts

spot_img

KAÇIRMAYIN

HABERDAR OLUN

Nalbur sektöründen en son haberler e-postanıza gelsin.