07 Mayıs 24 Salı 12:03
Salı, Mayıs 7, 2024
spot_img

EN YENİ

Kilit kilit üstüne

Aslında sizin sesinizi duyar gibiyim. Kilitsiz kapı olur mu diyorsunuz. Peki, bazı yörelerde sürgülü kilitlere ‘zırza’ dendiğini kaç kişi biliyor? O zaman gelin kapalı kapılar ardında biraz gezintiye çıkalım .

Eski zamanlarda dışarıdan açılan kapılar vardı. Bu kapıları yeni nesiller belki hatırlayamayabilir. Fakat mutlaka bu kapıları hatırlayanlarımız vardır. Lakin o, kimi göz’e hitap eden can alıcı duruşu ile bizleri cezbeden mandallı ahşap kapıları görmek ne mümkün şimdi. Hani şu, çalmaya gereksinim duymadan, üzerindeki delikten sarkan ipini çekip tuttuğunuzda hemen açılıverenler. Gelen misafiri sorgusuz sualsiz kabul edişin, konukseverliğin ve güvenin bir göstergesi olduğunu algılamaksızın içeriye, özgürce dalışın zamanlarına ait kapılar. Bir zamanlar onlara her yerde, büyük kentlerde bile rastlanırdı. Geleneksel dokusunu ve anlayışını taşıyan, kentin küçük mahallelerindeki evler, mülkiyeti koruma kaygısına ve birbirlerine yabancılaşmaya inat, kapılarını açık tutarlardı hep.

TAHTA MISIR KİLİTLERİ
Malum artık günler ilerledi, zaman hızla akıp gidiyor, teknoloji ise aldı başını gidiyor. Onlar artık kıyıdan köşeden uzaklarda, pek kolay erişilemeyecek yerlerde kalmış görünüyor. Peki, kapılara kilit ne zaman vurulmuştu: Kilidin tarihine baktığımızda hatırlamaya çalışmamızın boşuna olacağını görürüz. Çünkü mülkiyeti koruma çabası sandığımızdan çok daha eskilere gidiyor. Aslında sizleri biraz daha gerilere götürmek isterim. Buyurun biraz derinlere dalalım. Bilinen en eski kilitler, dört bin yıl önce kullanılmış olan tahta Mısır kilitleridir. Bu kilit örneklerine, hem piramitlerde, hem de o tarihlerden kalma alçak kabartmalarda rastlanmıştır. Söz konusu kilitler, içi boşaltılmış dili bulunan pimli bir türdü. Anahtarı, eğri ucunda pimler bulunan, yassı bir tahta çubuktan oluşurdu. Anahtar kilide sokularak yukarı doğru kaldırıldığında, pimler, lokmadan dilin içine sarkan pimleri yukarı doğru kaldırıp, dilin geri çekilmesini sağlardı. Bu kilitler yaklaşık 60 cm büyüklükte yapılıyordu. Mısır kilidinin bir türü, İskandinavya ve İngiltere gibi bazı ülkelerde, XX. yüzyılın sonlarına kadar kullanılmıştır. Fakat bunlarda anahtar, dilin içinden değil de, lokma üstündeki bir delikten pimlere ulaşır ve dil, anahtardan ayrı çekilirmiş.

ÇENGEL-YAY SİSTEMİNE SAHİP ASMA KİLİT
Eskiden çok kullanılan bir başka kilit türü de, Çin’de dünyanın başka bölgelerinde rastlanan, çengel-yay ilkesine göre çalışan asma kilitti. Bu kilidin dilinde, içine bir yaprak yayın girip sıkıştığı çentik vardı. Düz bir metal lama biçimindeki anahtar, dilin içine sokulur, yaya bastırarak, çengelleri girintiden kurtarır, böylece dil geri çekilirdi. Başka bir yalın kilit türü de, vida hareketli asma kilittir. Bunun anahtarı yalın bir cıvatadır. Anahtar döndürülürken, göbek geri çekilerek kelepçeyi serbest bırakır. Bütün Avrupa’da kullanılmış olan bu kilit, İran’da hala yapılmaktadır.

ESKİ KİLİTLER GÜVENLİ DEĞİLDİ
Herhangi bir anahtarla açılabildiklerinden, eski kilitlerin hiçbiri güvenli değildi. Özel biçimli anahtar gerektiren ilk madenî kilitler, Romalılar tarafından yapıldı. XIII. yüzyılda Avrupa’da yaygın olarak kullanılan bu dişli kilitler, kilit içindeki çıkıntılar nedeniyle, yalnızca kendi anahtarıyla açılabilirdi. Her anahtar diline, belirli bir kilidin dişlerine geçecek ayrı bir biçim verilirdi. Bazen anahtarlar, hareketsiz bir çıkıntıya uyacak boru biçiminde de yapılırdı. Bu durumda kilit, yalnızca bir yandan kullanılabilirdi. Ucu çıkıntılı, içi dolu anahtarlarsa, kilide iki yandan da girebilirdi. Romalılar, yüzük olarak takılabilecek kadar küçük anahtarlar yapmışlardır. Söz konusu dönemde, kilit yapımı ustalık isteyen bir iş haline geldiğinden bir dizi olağanüstü diş çeşidi üretilmiştir. Bazı türlere ise dili kapalı tutmaya yarayan yaylar eklenmiştir. Daha sonra anahtar dişlerinin yayı dilden iterek çıkardığı, arkadan yaylı  dişlerinin yayı dilden iterek çıkardığı, arkadan yaylı kilitler yapılmış. Ama, arkası yaylı kilitler, eski Mısır kilitleri kadar bile güvenli olmadığından kilit, dilin ucuna uygulanan herhangi bir baskıyla açılabiliyordu.

Ardından bazı dişli kilitleri açabilen maymuncuklar da üretilmiştir. Ayrıca, bir ek güvenlik önlemi olarak, anahtar deliğini gizleyen levhalar ve kilidi kurcalayanı yanıltmaya yarayan yalancı anahtar delikleri geliştirildi. Ana dilin harekete geçirdiği manivelalarla çalışan, çok dilli, dişli kilitler de vardı. Bu kilitlere ise bazı eski sandıklarda hala rastlanmaktadır. Fakat, yalnızca ana dilin yerinden oynatılmasıyla açıldıklarından, pek güvenli sayılmazlar.

ÇOK PİMLİ KİLİT, GÜNÜMÜZDE BİRÇOK KİLİDİN DE TEMELİNİ OLUŞTURUYOR
Gerçek anlamda güvenli kilit yapımı, XVIII. yüzyılda pimli kilidin bulunmasıyla başladı. Bu kilitlerin pimi, dil üstündeki bir deliğe giren bir mandal ya da diştir. Anahtar bu mandalı kaldırır. Pimli kilidin yalın türünde pim, bir maymuncukla kaldırılabilir; Ama 1778’de İngiliz Robert Barron’un geliştirdiği çift etkili kilitte, dilin çekilebilmesi için, karşılıklı iki pimin, uygun yüksekliğe kaldırılması gerekmektedir. Geldiğimiz noktada çok pimli kilit, günümüzde de birçok kilidin temelini oluşturmaktadır. Barron pimli kilidinin ilginç bir türü, 1818’de Jeremiah Chubb tarafından patenti alınan düzenektir. Bu tür kilit kurcalandığında, bir pim yükseltilmiş durumda kalır ve doğru anahtarla geriye doğru döndürülene kadar, sürgünün açılmasını önler.

BRAMAH VE PİNİLİ YALE KİLİDİ
Barron’un çift etkili kilidi gibi, XVIII. yüzyılda geliştirilen bir başka kilit de, Bramah kilididir. Bu kilit, değişen boyutlarda çentikleri bulunan boru biçimli bir anahtarla
açılır ve çentikli diyafram plakası ile birkaç tane yaylı radyal kızak içerir. Çentikli anahtar kızakları, diyaframın üstündeki çentiklere uyana kadar iterek, kilidin silindir biçimindeki göbeğinin döndürülmesini sağlar. Günümüzde sokak kapılarında en yaygın kullanılan kilit, birçok kilidin en olumlu özelliklerini birleştiren silindir biçimli, Pinili Yale Kilididir. Yale kilidi, 1848 yılında Connecticut’lı (A.B.D.) Linus Yale tarafından bulunmuş ve oğlu tarafından geliştirilmiştir. Silindir içindeki lokmanın dönüşü, Mısır kilidindeki pimlerin boşaltılmış sürgü içine uzanmasına benzer biçimde, lokma içine uzanan beş pimle önlenir. Pimler üst ve alt yarılara bölünmüştür; alt yarılara (tümler), üst yanlara adı verilir. Hem pimler, hem de iticiler, değişik uzunlukta yapılır. Yalnızca uygun ağzı Ocak’  olan bir anahtar, lokmanın dönmesini sağlayarak, beş pimi uygun yüksekliğe kaldırabilir. Pimli kilitler yayla donatılmıştır. Böylece, uygun bir anahtarla açılmadıkları sürece, kilitli durumda kalırlar.

ŞİFRELİ KİLİTLER
Şifreli kilidin sürgü ya da kelepçesinde yuvalar vardır. Bu yuvaları halkalar çevreler. Halkaların dış yüzeyinde harf ya da sayılar, iç yüzeyindeyse deliklere uyabilen uzantılar bulunur. Sürgünün çekilebilmesi için, halkaların doğru biçimde sıralanması gerekir. Sözgelimi kilitte, her birinin üstünde yüz sayı bulunan üç halka varsa, içlerinden yalnızca birinin kilidi açacağı bir milyon olası birleşim vardır. Şifreli kilit, Avrupa’da XVI. yüzyıldan bu yana bilinmekteydi, ama eski örnekler günümüze kalmamıştır. Modern türlerin önünde, içindeki halkalar bir sıraya girene kadar ileri sürülen bir gösterge bulunur. Şifreli kilitlerin çoğu, zaman zaman şifreleri değiştirilebilecek biçimde düzenlenmektedir. Bunlara ilave olarak birde kasalar vardır. Kasalar genellikle şifreli kilitlerle donatılır. Bunlarda, içine patlayıcı maddelerin yerleştirilebileceği anahtar delikleri bulunmaz. Bazılarında saatli kilit mekanizmaları da vardır. Böylece kasa, şifreyi bilen kişi tarafından bile, belirli saatler dışında açılamaz.

ELEKTRONİK KİLİT
1970’lerde A.B.D deki bazı yapılar, tuşlu telefon ilkesine göre çalışan elektronik kilitlerle donatılmaya başlandı. Bu kilitlerin dışında, basıldığında elektronik sesler
veren birkaç yaylı tuş vardır. Doğru ses tonları kilidi çalıştırır. Gelişigüzel saatlerde onarım ya da koruma personelinin girip çıktığı yerlerde bu kilit, anahtar gerektirmemesi bakımından kolaylık sağlar. Ayrıca hem açılması zordur hem de güvenlik nedeniyle şifre sık sık değiştirilebilmektedir.

YALE KİLİDİ
Linus Yale isimli bir Amerikalı ressam, baba mesleği olan kilitçiliğe merak duyarak 1865’te dünyaca Ünlü Yale Kilidini geliştirmiş. Bu yeni kilit, çok çabuk  tutulmuş ve dünya çapına yayılmıştır. İlerleyen dönemlerde fabrikasyon olarak büyük sayılarda imal edilmeye başlanmıştır. Yale kilidinin, istenilen kalınlıktaki kapıya takılabilmesi de tercih sebebi olmaktadır. Büyük binalarda her kapının ayrı bir anahtarı olmakla beraber, ‘master key’ adı verilen bir anahtar, her kapıyı açabilmekte ve böylece çok sayıda anahtar taşımaya lüzum kalmamaktadır. Kilitlerin kullanılma maksadına göre pek çok çeşitleri vardır. Kapı kilidi, otomobil kilidi, kabin kilidi, kumbara kilidi, bisiklet kilidi, telefon kilidi vs. gibi. Yale kilidinde, hareketli bir silindir vardır. Silindir içindeki ve aynı hizada dışındaki yataklara metal çubuklar yerleştirilmiştir. Çubuklar anahtar yoluna doğru küçük yaylarla itilmektedir. Anahtar, kilidin içine girdiği  zaman anahtar dilindeki çıkıntılar, silindir üzerindeki çubukları aşağı-yukarı doğru hareket ettirir. Bu çubuklar da üstteki çubukları hareket ettirir. Yanlış bir anahtar kilide tatbik edildiği zaman, silindir üzerindeki çubuklar, silindir çevresinin içinde veya dışında kalır ve silindir dönme hareketi yapamaz. Çubukların uzunlukları, kendi anahtarlarına göre ayarlanmıştır. Kendi anahtarları tatbik edilince çubuklar silindirin çevresi ile aynı hizaya gelirler ve silindir döner. Böylece kilit açılmış olur.

Latest Posts

spot_img

KAÇIRMAYIN

HABERDAR OLUN

Nalbur sektöründen en son haberler e-postanıza gelsin.