19 Mayıs 24 Pazar 07:38
Pazar, Mayıs 19, 2024
spot_img

EN YENİ

3M Türkiye, 30. Yılında Türkiye’nin Bilim Potansiyeline Yatırım Yapıyor

3M’in 14 ülkede 14.036 kişin katılımıyla gerçekleştirilen “3M Bilime Bakış Endeksi’nin” çarpıcı sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 63’ü “bilimin toplum geneli için öneminin çok büyük” olduğuna inanıyor, “bilimin günlük yaşam için öneminin yüksek” olduğuna inanların oranı yüzde 46. Katılımcıların yüzde 82’si çocuklarını bilim alanında kariyer yapmaya teşvik edeceğini söylüyor.

“3M Bilimi. Hayatın Her Anında” söylemiyle faaliyetlerini sürdüren ve Türkiye’de 30. yılını kutlayan 3M, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bilime dayalı inovatif ürünleriyle insanların yaşamını kolaylaştırmayı ve bilimin yaygınlaştırma çalışmalarını sürdürüyor.

3M Türkiye Genel Müdürü Mert Büyükyazgan’ın ev sahipliğinde, 3M Endüstriyel İş Grubu ArGe Dünya Başkan Yardımcısı Denise Rutherford ve 3M Türkiye ArGe Direktörü Ali Kuday’ın katılımlarıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Büyükyazgan, 3M’in 30 yılda Türkiye’de gerçekleştirdiği gelişmeleri özetleyerek İTÜ Çekirdek iş birliği hakkında bilgi verirken, Denise Rutherford ise 3M tarafından yapılan küresel “3M Bilime Bakış Endeksi’nin” sonuçlarını paylaştı.

3M’in küresel araştırma sonucuna göre; “Bilimin bir savunucuya ihtiyacı var.”

3M Endüstriyel İş Grubu ArGe Dünya Başkan Yardımcısı Denise Rutherford 3M’in 14 ülkede 14.036 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen “3M Bilime Bakış Endeksi’nin” sonuçlarını aktardı. Araştırma bilimin yeterince takdir edilmediğini ortaya koyuyor. Katılımcıların neredeyse yarısı, bilime şüphe veya kayıtsızlık ile yaklaşırken genel olarak bilimin geleceği konusunda iyimser oldukları görülüyor.

“3M Bilime Bakış Endeksi’nin” kamuoyunun bilim ve dünya üzerindeki etkisi hakkında duygu ve düşüncelerini öğrenmek amacıyla yaptıklarını belirten Rutherford, “Bilime değer veriliyor ve güven duyuluyor mu, yoksa bilim yeterince takdir edilmiyor mu?” bunu anlamaya çalıştık. Dünya, her geçen gün teknolojik olarak daha gelişmiş bir hale geliyor ve bu teknolojik atılımlar da bilimden güç alıyor. Araştırma verilerini bulunabilir ve erişilebilir hale getirerek, dünyanın her yerindeki bilim savunucuları ve geleceğin bilim insanlarına ilham vermeyi ve dünya çapında bilimin daha fazla takdir edilmesini sağlamayı umuyoruz,” dedi.

Katılımcıların yüzde 32’si bilime şüphe ile yaklaşıyor

3M, toplum genelinin bilime yönelik tavırlarını ortaya koyan küresel “Bilimin Durumu Endeksi” sonucunda bilimin bir savunucuya ihtiyacı olduğunu ortaya çıktığını belirten Rutherford şu bilgileri aktardı; “Sonuçlara ilk bakışta, bilime yönelik hissiyatın son derece olumlu olduğu fikrine varıyorsunuz. Örneğin katılımcıların yarısı, uçan otomobillerin kendi yaşamları içinde gerçek olacağına inanıyor, yüzde 87’si ise bilimi sıkıcı değil hayranlık verici buluyor. Ancak sonuçlara biraz daha yakından bakıldığında, çalışma, birçok insanın bilimin yaşamında yaptığı etkinin farkında olmadığını ortaya koyuyor. Katılanların yüzde 38’i, bilim var olmasaydı, günlük yaşamın şimdikinden çok da farklı olmayacağına inanıyor. Ayrıca, bilime yönelik bir şüphecilik olduğu da anlaşılıyor. Sonuçlar, katılımcıların yüzde 32’sinin bilime şüphe ile yaklaştığını, yüzde 20’sinin ise bilim insanlarına güvenmediğini ortaya çıkardı. Büyük bilimsel ilerlemeler bile, yıllar süren çalışmalar sırasında gerçekleştirilen çok sayıda keşif sonucunda ortaya çıkıyor. Eğer insanlar sadece dâhilerin bilim alanında bir kariyer yapabileceğine inanıyorsa ve insanlar bilime karşı kayıtsız kalırsa, toplum olarak nasıl gelişebilir ve inovasyon yapmaya devam edebiliriz? Daha iyi bir geleceği güvence altına almak için, insanların bilimin bizlere getirdiği tüm inanılmaz fırsat ve inovasyonları farketmesine yardım etmemiz gerekiyor.”

Küresel  “3M Bilime Bakış Endeksi’nde ortaya çıkan sonuçlar

14 ülkeyi içine alan bağımsız “3M Bilime Bakış Endeksi”, bilim ve inovasyon şirketi olan 3M tarafından, global pazar araştırma şirketi Ipsos’a yaptırıldı. Çalışma, dünyanın dört bir yanında bilimin imajını değerlendiriyor. Katılımcılara, hem bilim hakkında ne bildikleri, bilimi ne kadar anladıkları ve takdir ettikleri konularında hem de bilimin imajı ve geleceği hakkında sorular soruldu.

  • Bilim sadece “dâhilerin” erişebildiği bir şey olarak görülüyor. Bilimin insanların üçte birinden fazlasının gözünü korkuttuğunu ortaya koyan çalışmaya göre, yüzde 36’lık bir kesim sadece dâhilerin bilim insanı olarak kariyer yapacağını düşünüyor.
  • Kadın ve erkeklerin bilime yaklaşımında büyük farklılık var. Kadınlar, erkeklere kıyasla bilim ile daha az meşgul ve ilgili. Bir kadının bilim hakkında hiçbir şey bilmediğini söylemesi, erkeklere göre daha olasıyken (yüzde 21’e karşılık yüzde 15), kadınlar arasında mühendisliğin tatminkar bir kariyer seçimi olduğuna inananlar da çok daha düşük (yüzde 9’a karşılık yüzde 25). Bununla birlikte, kadınlar, erkeklere göre tıp (yüzde 20’ye karşılık yüzde 14) ve yaşam bilimi (yüzde 15’e karşılık yüzde 10) ile daha fazla ilgililer.
  • Bilim, günlük yaşama etkilerinden çok toplumsal etkileri açısından takdir görüyor. Bilimin toplumun geneli için önemli olduğuna inananlar (yüzde 63) günlük yaşam için önemli olduğuna inananlardan (yüzde 46) çok daha fazla.
  • İnsanların bilimden çok büyük beklentileri var. Her dört kişinin yaklaşık üçü, bilimin Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden esinlenen farklı global zorlukları çözebileceğine inanıyor. Global olarak, insanlar, bilimin makul fiyatlı yenilenebilir enerjiye erişim (yüzde 75) ve enerji arzı (yüzde 74) ile ilişkili sıkıntıları çözebileceğine inanıyor. İnsanlar, aynı zamanda hastalıkların tedavisi (yüzde 75), temiz su ve sıhhi tesisat (yüzde 73) ve internet erişimi (yüzde 73) ile ilişkili zorlukları çözmek için de yüzünü yine bilime dönüyor. Ancak, iklim değişikliği (yüzde 46), açlık (yüzde 45), yaşlanan nüfus (yüzde 41) ve işsizlik (yüzde 33) gibi global sıkıntıların çözüme kavuşturulmasında bilime duyulan güven çok daha az.
  • İnsanlar bilim ve bilimin yaşamları üzerindeki etkisi konusunda bilinçsizler. Çoğunluk, (yüzde 66), bilimin günlük yaşamları üzerindeki etkisinin “çok az düşünüyor veya hiç” düşünmüyor.
  • Nüfusun yarıya yakını, bilim alanında bir kariyer yapmadığı için üzgün. Her ne kadar, (yüzde 54) bilim dışında bir kariyer takip etmiş olmaktan pişmanlık duymasa da, yarıya yakını (yüzde 46), bilim alanında kariyer yapmış olmayı diliyor.
  • Bilime şüphe ile bakanlar ve destek verenler, çocukları ve yeni nesil konularında birleşiyorlar. Yeni nesiller söz konusu olduğunda, bilime şüphe ile bakanlar ve destek verenler şaşırtıcı derecede aynı görüşe sahipler: yüzde 82’lik bir kesim, çocuğunu bilim alanında kariyer yapmaya teşvik edeceğini söylerken, ebeveynlerin yüzde 92’si ise çocuklarının bilim hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını istiyor; aynı zamanda, yüzde 33’ü de bilim alanında bir kariyer yapmaya ikna olmak için, öğrencilerin bilimin dünyayı nasıl iyileştirdiği konusunu daha iyi anlaması gerektiğini düşünüyor.
  • Bilimin geleceğine yönelik olarak iyimserlik hakim. Bilim konusundaki şüpheciliğe ve genel yanlış anlamaya rağmen, bilimsel ilerlemelerin geleceğine duyulan heyecan oldukça yüksek. Bilimin kendi yaşam sürelerinde neleri başarabileceğine inandıkları sorulan katılımcıların en çok verdiği cevaplar arasında, her iş yerinde robot (yüzde 64), her evde robot (yüzde 55) ve uçan otomobil (yüzde 51) bulunuyor. Ayrıca, denizin altında yaşam (yüzde 41) ve Mars’a yerleşimin (yüzde 35) kendi yaşam sürelerinde gerçekleştirilmesini bekleyenler de var.

Anket, gelişmekte olan ülkelerin bilimsel ilerlemelerin geleceği konusunda gelişmiş ülkelerin katılımcılarına göre daha iyimser olduğunu ortaya koydu. Gelişmekte olan ülkeler, uçan otomobillerin (gelişmekte olan ülkelerde yüzde 58, gelişmiş ülkelerde yüzde 43) ve havanın kontrol edilmesinin (yüzde 43’e karşı, yüzde 22) kendi yaşamları içinde mümkün hale geleceğine inanmaya daha meyilliler.

#3M, #Yatirim, #Kuresel

Latest Posts

spot_img

KAÇIRMAYIN

HABERDAR OLUN

Nalbur sektöründen en son haberler e-postanıza gelsin.