Yürürlüğe giren yasa ile işverenlere ciddi maddi cezai yaptırımlar getirildiğini söyleyen TİGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kim.Yük.Mühendisı Mehmet Emin Kuşçu: “İş yerlerindeki; İş Güvenliği Uzmanları, İş yeri hekimi ve diğer sağlık personellerine de bu yasayla ciddi sorumluluklar ve cezai yaptırımlar getirilmiştir. Bu yasa ile iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azalacağını umut ediyoruz” dedi
TİGİAD hakkında bilgi verir misiniz? TİGİAD ne zaman kuruldu?
“TİGİAD 2000 yılında kurulan, Türkiye’deki Kişisel Koruyucu Donanımlarım üretimini, ithalatını, pazarlamasını ve iş Sağlığı Güvenliği konusunda eğitim ve danışmanlık hizmeti veren kişilerin oluşturduğu iş adamları derneğidir. Dernek; kuruluş iç tüzüğündeki amaçlarına yönelik, üyelerinin ve toplum çıkarlarını koruyan, kollayan bir sivil toplum örgütüdür.”
TİGİAD hangi alanlarda ne tür faaliyetler yapıyor?
“Öncelikle, iş Sağlığı ve Güvenliği gibi, insan sağlığını doğrudan ilgilendiren bir konuda hizmet veren üyelerimizin, bu sorumluluk bilincinde olmalarını sağlamak derneğimizin birincil görevidir. Bu bağlamda kuruluş tüzüğümüzde yaptığımız bir değişiklikle; Üyelerimizin standart dışı, sertifikasız Kişisel Koruyucu Donanımları üretmemeleri ve pazarlanmaması koşulunu getirdik. Bu sorumluluk bilincinin oluşması amacıyla da çeşitli çalıştaylar ve seminerler düzenledik ve düzenlemeye de devam ediyoruz, insan sağlığı ve çalışma verimini doğrudan etkileyen Kişisel Koruyucu Donanımların üretimini, ithalatını ve ihracatını yapan üyelerimizin karşılaştığı sorunları çözmek ve mesleki yardımda bulunmak. Endüstriyel sağlık, iş güvenliği ve çevre sağlığı alanlarında ilgili standartların eğitim, tanıtım ve uygulaması konusunda destek hizmeti sağlamak. Avrupa Kişisel Koruyucu Donanımlar yönetmeliği
çerçevesinde ilgili standartların anlaşılması ve uygulanması konusunda destek hizmeti sağlamak, iş güvenliği alanında her türlü gelişmeyi, yurt dışında gerçekleşen kişisel koruyucularla ilgili fuarları takip etmek, gelişmeleri ve yenilikleri; gerek üyeleri, gerekse sektör ilgilileri ile paylaşmak. Seminer düzenleyerek üyelerinin ve sektör ilgililerinin bilgi birikimine katkıda bulunmaya çalışmak. Üyelerimiz, çalışanlarımız, tedarikçi ve müşterilerimiz ile ilgili bilgi alışverişinde bulunmak suretiyle çalışma alanlarında verim arttırma ve gelişim içinde olmalarına yardımcı olmak. Kişisel koruyucu donanımların standartlarını belirlemek, geliştirmek ve sürekli kılmak amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Türk Standartları Enstitüsünün yaptığı çalışmalara katkı ve öneride bulunmak. Her üç ayda bir beğeninize sunduğumuz “İş Güvenliği’ dergisini oluşturmak ve devamlılığını sağlamak, iş Sağlığı ve Güvenliğine gönül veren üyelerimiz ile altı yıldır gelişmeye ve bu sektörde güzellikleri yaşatmaya çalışıyoruz.”
Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliğinin genel bir değerlendirmesini yapar mısınız?
“Ülkemiz; maalesef iş kazaları sıralamasında Avrupa’da birinci, Dünya genelinde de üçünü sıra gibi yürekler acısı bir konumda. Yıllardır, doğru olmayan Kişisel Koruyucu Donanımların kullanımı yada hiç kullanılmaması bu utanç tablosunun oluşmasındaki en önemli olgulardan biridir. Diğer yandan, işverenlerin, üretimlerinde doğrudan katkı yapmayan bir konuda (iş Sağlığı ve Güvenliği) en az seviyede harcama yapmak istemeleri, sendikaların mücadelelerini sadece ve sadece ücret artışlarına odaklayıp, bu konuda duyarsız kalmaları ve en önemlisi devleti yıllarca yöneten hükümetlerin, konu ile ilgili yasal düzenlemeleri ve denetimleri düzenli yapmamaları nedeni ile bu karanlık tablo ortaya çıkmıştır.”
Avrupa Birliği sürecinde İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ülkemizde ne gibi gelişmeler yaşanmakta?
“Avrupa Birliği ile on yıllardır süre gelen
ilişkilerimizde, topluluğun birliktelik için dayattığı bazı kurallar bana göre en çok iş sağlığı ve Güvenliği alanında olumlu dönüşümler sağlamıştır. 36 yıldır bu sektörün içinde olan birisiyim. Son 10-15yıldır iş Sağlığı ve Güvenliği alanında yaşanan değişimlerin olumlu sonuçlar oluşturacağın inanıyorum.”
İş Sağlığı ve Güvenliği alanında yasal hükümlere aykırı hareket edenler ne tür yaptırımlar ile karşı karşıya kalacaklardır?
“Yeni yürürlüğe giren yasa ile işverenlere ciddi maddi cezai yaptırımlar getirilmiştir.Ayrıca işyerlerindeki; iş Güvenliği Uzmanları, iş yeri hekimi ve diğer sağlık personellerine de bu yasayla ciddi sorumluluklar ve cezai yaptırımlar getirilmiştir. Bu yasa ile iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azalacağına dair inancımız korumak istiyoruz.”
Türkiye’de İş sağlığı ve Güvenliği konusunda yapılan organizasyonları yeterli buluyor musunuz?
“Yeterli olmadığı kesin. Öyle olsaydı iş kazası ortalamasında Dünya’da üçüncü Avrupa’da ilk sırada olmazdık. Bu acı tablonun Devlet de farkında olmalı ki 6331 sayılı iş Sağlığı ve Güvenliği yasasını çıkardı. Ancak kapalı yerlerde sigara içme yasağında olduğu gibi, kül tablalarını kaldırıp, yoğurt kaplarını, ehli keyifleri kullanıp yasayı delmeye kalkarsak vay halimize!”
Toparlamak gerekirse son olarak İş Güvenliği ve Sağlığı konusunda eklemek istedikleriniz nelerdir?
“2005 yılından bu yana oluşturulmaya çalışılan iş sağlığı ve Güvenliği yasası (6331 sayılı) Mecliste kabul edilerek 30 Haziran 2012 tarihinde 283 39 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Cumhuriyet Döneminin ilk bağımsız iş Sağlığı ve Güvenliği Yasası olması bile bizler için sevindirici ve umut verici bir olgu. Yasayla ilgili ilk bakışta gördüğümüz kendi içinde çelişkiler, belirsizlikler, soru işaretleri taşıdığıdır. Bununla ilgili Dernek olarak konunun uzmanı arkadaşlarımızla çalışma grupları oluşturulup, üyelerimizi ve toplumu bilgilendirme çalışmalarına başladık. Bu çalışmalarımızdan elde edilecek sonuçları Derginizle de paylaşmak isteriz.”