Dergimizin Nisan sayısında Doğrular-Perilla İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Özkan ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Yaşanan deprem afeti ve sonrasından yaşanan gelişmeler hakkında görüşlerini bizlerle paylaşan Hüseyin Özkan, firma olarak bölgedeki müşterileri ve bayileriyle iletişim kurup, arama-kurtarma çalışmalarına katkıda bulunduklarını; inşaat sektöründe kaliteli malzemelerin kullanılması ve yapıların liyakate uygun şekilde inşa edilmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye’nin deprem bölgesine yardım etmek için seferber olduğu belirten Hüseyin Özkan, AFAD ve sivil toplum örgütleri tarafından organize edilen bu yardımların takdire şayan olduğunu dile getiriyor.
Öncelikle ülkemizde yaşanan deprem felaketinden dolayı geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Yaşanan felaketle ilgili olarak görüşlerinizi alabilir miyiz? Yaşanan olay maddi ve manevi olarak sizleri ve çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Allah dünyada, hiçbir insana böyle bir afet göstermesin. Deprem bölgesini bizzat gezen birisi olarak yardımların tüm Türkiye’den akın akın geldiğini ancak ilk etapta organizasyonda eksiklikler olduğunu gördüm. Yıkılmış binaların arasında, tamamen sağlam ve hiçbir şey olmamış binaları da gördüm. Demek ki yeterince sağlam binaların yapılması durumunda, yani işimizi doğru ve dürüst yaptığımız zaman, depremlerden daha az etkileneceğimiz aşikârdır. Bu deprem tüm Türkiye’yi etkilediği gibi firmamızı ve bizleri de etkiledi. 11 ili kapsayan deprem bölgesinde müşterilerimiz ve bayilerimiz mevcut. İlk günden itibaren bu müşterilerimizle iletişim kurmaya çalıştık. O bölgelere şirketimizden arkadaşları gönderdik ve bölgede arama kurtarma çalışmalarına katkıda bulunduk. O bölge ile ilgili ekonomi nasıl şekillenecek tahmin etmek zor şu anda. Çünkü o bölgelerde ne kadar nüfus kalacak ya da o bölgeyi terk edenler ne zaman dönecek ya da dönecek mi bilmiyoruz. Ancak bölgede ciddi bir inşaat faaliyeti olacak. Bu bölge ile olan ticaretimiz ve tahsilatlarımızda azalma olması kaçınılmazdır.
Yaşanan afet sonrasında yaralarımızı sarmak için ülke ve millet olarak birlikte seferber olduk bir anlamda. Bu konu hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Milletimizin çabası hakkında neler söylemek istersiniz?
Tüm Türkiye hiçbir ayrım yapmaksızın deprem bölgesine yardımlar gönderdi. AFAD tarafından ve sivil toplum örgütleri tarafından organize edilen bu yardımlar takdire şayandır. Öyle ki Konya’da lokanta işleten bir esnaf, depremi duyar duymaz Hatay’a gidip neredeyse öğle vaktine yetişerek çorba ikram etmeye başlamış. Genel anlamda ilk etapta organizasyonda bir kopukluk olsa da vatandaşımızın yardımseverliği ve olağanüstü çabası herkesi duygulandırmıştır. Vatandaşımızın katkıları ile devletimiz hızlı bir şekilde kalıcı konutların tamamlanmasını sağlayacaktır.
İnşaat sektörüyle direk bağlantılı olan hırdavat ve nalburiye sektörünün inşaat sektörüne etkisini de göz önüne alarak kullanılan malzemeler ve yapı kalitesi hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz? İnşaat sektöründe kullanılan malzemelerin niteliğine yönelik neler söylemek istersiniz?
Şahsi görüşümü belirtecek olursam hedeflenen yapıyı yaparken yapan şirketler liyakate ve yapının projesine uygun yönetmeliği en asgari düzeyde tutup üstüne daha ne ekleyebilirim bakış açısı ile yola çıkıp “insan hayatı vizyonumdur” ilkesini savunmalı; sonrasında diğer kazançlar bunun altında sıralanmalı ve bunları denetleyen kurumların hiçbir çıkar doğrultusunda yönetmeliği hiçe sayarak karar vermemesi gerekiyor. Firma olarak ürettiğimiz ve satışını yaptığımız tüm ürünleri kalitesinden ödün vermeden ve dönemin ihtiyaç ve şartlarına göre tüm AR-GE imkanlarını sonuna kadar kullanarak ürünleri üretmeye çalışmak önceliğimiz. Örnek verecek olursak ürettiğimiz üründe cıvata iç kısımda bile kalsa en kalitelisini kullanmak.
Son olarak inşaat sektöründeki yüklenicilere ve kullanıcılara neler tavsiye edersiniz. Sizce nelere dikkat etmeliler? Sektöre bir mesajınız var mı?
Hitap ettiğimiz kitlenin firmamız hakkındaki düşüncesi şöyle olmalı; kazancın para değil de oluşacak her türlü kötü felaketin sonucunda akmayan bir gözyaşı olduğunu bilmelerini sağlamaktır. Dönemin en iyi teknolojisinden vazgeçmeden, mevcut ürün faktörlerinin en yüksek kalitede olmasını ve insanların vicdanlarına kulak asması gerektiğini belirtmek isterim.
