Türkiye’nin en eski ve ilk Tozaltı Tozu (Flux) üreticisi olduklarını belirten Magmaweld Genel Müdürü Değer Elöve: “Kaynak makineleri alanında uzak doğudan gelen ürünlerden dolayı haksız rekabetle karşı karşıya kaldıklarını” söyledi
Oerliokon Kaynak, 2012 ve sonrası için kaynak makinelerinde ileri teknolojileri kullanarak katma değeri yüksek cihazlar üretmek ve tüm dünyaya bunları satma hedefi ile ilerlemesini devam ettiriyor. Satışlarının % 90’ı kendi tasarımları ve üretimi olduğunu belirten: “Magmaweld Genel Müdürü
Değer Elöve, “ihracatta ülke sayımızı arttırmaktan ziyade mevcut bulunduğumuz pazarlarda ürün çeşidimizi arttırarak, katma değeri yüksek ürünlere yönelerek kârlılığımızı arttırmayı hedefliyoruz” dedi. 70 ülkeye satışlarının olduğunu söyleyen Magmaweld Genel Müdürü Değer Elöve’den çalışmaları hakkında bildi aldık.
Gelişim sürecisiniz hakkında bilgi vererek 2011
yılını nasıl geçirdiğinizi ve 2012 yılı hedefleriniz
hakkında bilgi verir misiniz?
“Kaynak sektörü, dünya çelik tüketimine bağlı olarak gelişmektedir ve bugün çelik konstrüksiyonların düşük maliyetlerle üretilebilmeleri kaynak teknolojisi
sayesindedir. Her ne kadar genel olarak kaynak teknolojisi, metal kullanılarak yapılan üretimler için büyük kolaylık ve maliyet düşürme imkanı sağlasa da, kendi içinde doğru yöntem, ekipman, tüketim malzemesi ve insan gücü seçimi ile üretim maliyetlerinin daha da düşürülmesi mümkündür. Kaynaklı imalatların üretim maliyetinde, tüketilen kaynak malzemesinin ve enerjinin maliyeti oldukça düşüktür, verimliliği ilk başta buralarda aramak büyük hatadır. İlk bakılması gereken yer işin organizasyon biçiminden kaynaklanan kayıp zamanlardır. 2011 yılında yaklaşık % 25 büyüdük, tüm sektör için iyi, canlı bir yıl olduğunu düşünüyorum. Sadece iç pazar değil yurt dışından gelen talep de oldukça kuvvetliydi, zaman zaman mal yetiştiremediğimiz dönemler dahi oldu. Nitekim bu darboğazları gidermek için bazı ilave yatırımlar planladık ve şu sıralarda gerçekleştiriyoruz. Büyüme de esas rol oynayan unsur ürün çeşitlendirmemiz ve pazarlarda (iç – dış) daha zayıf olduğumuz ürün guruplarına yönelmek olmuştur. 2012’de, yine pazarlara (iç -dış) sunacağımız yeni ürünlerle % 25 büyümeyi hedefliyoruz. Biz strateji olarak Ar-Ge destekli üretimi benimsiyoruz. Satışlarımızın % 90’ı kendi tasarımımız ve retimimizdir, ithal edip sattığımız ürünler ise % 10’u geçmiyor.
Faaliyet gösterdiğiniz sektörün Manisa’daki yeri ve
önemini anlatır mısınız?
“Bizim sektörümüz açısından Manisa önemli bir pazar yeri değildir. Fakat geleceği ihracatta gören bizim gibi firmalar için limana yakınlık, pazara yakınlıktır. Aliağa bölgesi Türkiye’de stratejik olarak uzun çelik mamulleri üretimi için seçilmiş bir bölgedir, bu da bizim en önemli hammaddemizdir.”
“İLK TOZALTI TOZU (FLUX) ÜRETİCİSİYİZ”
2011’de ve 2012’nin ilk aylarında yeni yatırımınız oldu mu?
“Biz Türkiye’nin en eski ve ilk Tozaltı Tozu (Flux) üreticisiyiz. 1970’lerin sonunda kurduğumuz Ark ocağı ile Fused Flux üretimimizi 1995 yılına kadar
sürdürdük. Aglomere Flux üretimine 1980’lerin ortalarında başladık ve 1999’a kadar devam ettik. 2000 yılında ortağımız olan Oerlikon’un Almanya’daki
tesisinden daha uygun maliyetle Flux alabildiğimiz için üretimimizi
durdurduk. Ancak yıllar içinde orada maliyetler arttı ve bizim esnekliğimiz
azaldı. Biz de geçen yıl yeni bir tesis kurarak tekrar üretime başladık. Kaynak
Makinesi ve Otomasyon alanında uzmanlaşan kardeş kuruluşumuz Magma Mekatronik AŞ ‘inde yeni nesil, son teknoloji kaynak makineleri tasarlıyor ve
üretiyoruz. Burada da önemli bir Ar-Ge yatırımı söz konusudur.
“ Yeni ürün çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
“Yeni ürün bizim için bir yaşam biçimidir. Her çeyrekte bir çok Kaynak Tüketim Malzemesini ve Kaynak Makinesini ve Otomasyon Sistemini üretim ve satış programına dahil ediyoruz. 2011 yılında Özlü Tel alanında çok başarılı 13 yeni ürün, Elektrod alanındayeni nesil selülozik elektrotlar çıkarttık, Makine
alanında invertör teknolojisi ile çalışan monofaze elektrod ve tig makinelerini pazara başarıyla sunduk, Otomasyon olarak da Manipulatör, Roller, Pozisyoner, Lineer Kaynak Makinelerimizi çıkarttık.”
KAYNAK MAKİNELERİNDE İLERİ TEKNOLOJİ
2012 ve sonrasına yönelik beklenti ve hedefleriniz nelerdir?
“2012 ve sonrası için en önemli hedefimiz kaynak makinelerinde ileri teknolojileri kullanarak katma değeri yüksek cihazlar üretmek ve bunları tüm dünyaya satmak. Bugün Türkiye ihtiyacı kaynak makinelerinin % 65’ ini ithal etmektedir. Biz bunu tersine çevirmek istiyoruz.”
İhracat anlamında yaptığınız çalışmalar hakkında
bilgi verir misiniz?
“2011 yılı sonunda ihracatımız toplam satışlarımızın % 30’ una denk gelmiştir. 10 yıllık hedefimiz bunu 50-50’ ye getirmek. Yaklaşık 70 ülkeye satış yapıyoruz ama şimdilik satışlar esas itibari ile 10 ürün içinde dönüyor, dolayısı ile burada da çeşitlendirmeye gitmek çok önemli. İhracatta ülke sayısını arttırmaktan ziyade mevcut bulunduğumuz pazarlarda ürün çeşidini arttırarak, katma değeri yüksek ürünlere yönelerek kârlılığımızı arttırmak birincil hedefimiz.”
MANİSA ÖNEMLİ BİR ÜRETİM ÜSSÜ
Türkiye Sanayi göz önünde bulundurulursa Manisa nerede duruyor. Ayrıca Manisa’nın ülke ekonomisine katkısı nedir?
“Manisa ekonomisi hakkında bir bilgim yok. Ancak bildiğiniz üzere bölgede, Manisa çok önemli bir üretim üssüdür. Alt yapısı çok iyidir, limana yakındır, yeni lojistik merkezi demiryolu bağlantılıdır, işgücü açısından bir sıkıntı yoktur. İklim rahattır, ısınma maliyetleri düşüktür. Organize sanayi bölgesi kendi elektriğini ürettiği için herhangi bir enerji sorunu yoktur. Bitmek bilmeyen bir yol inşaatı sıkıntısı dışında Manisa’da her kesim, her organizasyon
üretime destek vermek için seferber olmuş gibidir.”
“HAKSIZ REKABETLERİN ÖNLENMESİNİ ARZU EDİYORUZ”
Toparlamak gerekirse eklemek istedikleriniz nelerdir?
“Kaynak makineleri alanında uzak doğudan gelen ürünlerden dolayı haksız rekabetle karşı karşıyayız. Birinci konu, üretimin sübvanse edilmesi ile alzeme
maliyetinin altında bitmiş ürünler gelebilmektedir. İkinci konu ise uluslararası standartlara uyum sorunudur. Türkiye bir yandan Avrupa normları ile senkronizasyon sağlamaya çalışmaktadır ve bu alanda da oldukça başarı sağlamıştır, öte yandan uzak doğudan gelen ve tamamen standart dışı ve bir
de üstüne üstlük sübvanse edilen ürünlerin piyasayı doldurduğu da bir başka gerçektir. Denetim geçen yıl başarılı olamamıştır. Bizim gibi çok az sayıda yerli
üretici bu ürünlerle savaşabilmek için ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Bir yandan Avrupa standardına çıkmaya gayret ediyoruz, öte yandan da bunun getirdiği ek maliyetler yüzünden zarar ediyoruz. Bu sıkıntıyı aşabilmek için Sanayi ve Ekonomi Bakanlığımız’la yakın bir işbirliği içindeyiz. 2012 yılı içerisinde bu haksız rekabetin önleneceğini ümit ediyoruz