Aşındırıcılar sektörünün köklü firması Saint–Gobain, dünyanın 28 ülkesinde yer alan 59 fabrikası ile kullanıcılarına geniş aşındırıcı ürünler yelpazesiyle çözümler sunuyor.
Saint-Gobain Aşındırıcıların öncelikli hedeflerinden birinin, en ileri teknoloji ve en kolay çözümleri müşterileri ile buluşturmak olduğunu belirten Saint-Gobain Aşındırıcılar Genel Müdürü Cenk Çotur, bu nedenle dünya çapında cirolarının önemli bir bölümünü Ar-Ge çalışmalarına ayırdıklarını söylüyor. Türkiye’de öne çıkan markalarının başında Norton ve Atlas Zımpara’nın geldiğini ve Türkiye pazarına en uygun ürünleri sunmanın gündemlerinde her zaman ön planda olduğunu ifade eden Cenk Çotur ile son dönemde yapmış oldukları çalışmalar hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.
Firmanız ve gündemdeki çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Firmamız, 350 yılı aşkın süredir çok çeşitli alanlarda faaliyet gösteren Saint-Gobain Grubu’nun bir parçası olan Saint-Gobain Aşındırıcılar; dünyanın 28 ülkesinde bulunan ve tek elden her türlü aşındırıcı çözümü sağlayan büyük bir çatı marka… İkisi Türkiye’de olmak üzere tüm kıtalara dağılmış toplamda 59 fabrikamız bulunuyor. Burada lokal olarak kesme ve taşlama taşı üretimi ve zımpara konfeksiyonu yapıyoruz. Türkiye’de öne çıkan markalarımızın başında ise Norton ve Atlas Zımpara markaları geliyor.
Son dönemdeki firma içi gelişmelerden bahsetmek gerekirse, bir süredir Türkiye ekibinin farklı bölgelerin & ülkelerin yönetimini üstlendiğini söyleyebiliriz. Bu vesile ile Türkiye’deki fabrikalarımızın üretim kapasitesini artırıp hem bu yeni bölgeler hem de ihracat yaptığımız diğer ülkeler için iş hacmimizi genişletmeye yönelik hedeflerimizi koyuyoruz.
Son dönemde sektöre yeni ürün veya ürünler sundunuz mu? Bu dönemde en çok talep gören ürünleriniz hangileri oldu?
Ürün gamımızı genişletmek, Türkiye pazarına en uygun ürünleri sunmak gündemimizde hep ön planda olan bir konu. Son dönemde çıkardığımız, yeni ürünler arasında Atlas PU40 Poliüretan Mastik, Norton LCG Taşlama Taşı ve Norton Clipper Ahşap İşleme ürünleri bulunuyor. Portföyümüze eklenen her ürün ile birlikte müşterilerimizin, kullanıcıların bize olan ilgisini biraz daha artırdığımızı görüyoruz.
Firma olarak çalışmalarınızı son dönemde daha çok hangi alana (Ar-Ge, inovasyon, pazarlama, üretim vb.) yoğunlaştırdınız?
Saint-Gobain Aşındırıcıların öncelikli hedeflerinden biri en ileri teknoloji ve en kolay çözümleri müşterileri ile buluşturmaktır. Bu nedenle dünya çapında ciromuzun önemli bir bölümünü Ar-Ge çalışmalarına ayırmaktayız. Dünyanın çeşitli ülkelerinde 3 büyük Ar-Ge platformumuz ve 8 büyük teknoloji & eğitim merkezimiz bulunmakta. Ayrıca yerel pazara sunduğumuz ürünlerde kullanıcının ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılaması için Türkiye’deki fabrikalarımızda ürün geliştirme çalışmaları sürdürmekteyiz.
Çevre politikası ve sürdürülebilirlik yaklaşımınız ile bu alanda yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
İklim değişikliği ve olumsuz sonuçlarıyla son dönemde çok daha sıklıkla karşılaşmaya başladık. Aslında Saint-Gobain bu konuya uzun süredir dikkat çekiyor ve planlamalarını yapıyor. Hedef bizim için belli: 2050’de net sıfır karbon! Yani, absorbe ettiğimiz karbondan daha fazlasını yaymak istemiyoruz.
Bu amaca ulaşmak için daha kısa vadede; üretim tesislerinde açığa çıkan, elektrik kullanımına bağlı olarak dolaylı yoldan kullanılan emisyonları azaltacak ve tedarik zincirindeki emisyonun aşağı-yukarı oynamalarını ayarlayacak bir dizi metot planladık. Üretim kısmından bahsedecek olursak, daha az karbon yoğunluğu içeren hammaddeler ile daha sürdürülebilir çözümler bulmak için yatırım yapıyoruz. Örneğin; bir kaç yıllık araştırmalarımız sonucunda, vitrifiye taşlardaki gözenek yapısını oluşturmak için kullandığımız, çevreye olumsuz etkileri olan naftalini çıkarıp yeni üretim teknikleriyle alternatif bir ürün tasarladık. Şimdi daha yüksek performansa sahip bu ürünü (AltosX) müşterilerimize sunuyoruz.
2021 yılının geride bıraktığımız dönemi firmanız açısından nasıl geçti? Sektör açısından önümüzdeki dönemden beklentileriniz neler?
2021 yılına hem üretim hem de satış açısından oldukça yoğun bir tempoyla başladık. Geçtiğimiz yıl pandeminin etkisiyle faaliyetlerine ara veren ya da kısmen yavaşlayan endüstriler, yılın ikinci yarısında başlayan ivmelenmenin de etkisiyle bu sene de yoğun bir dönemden geçiyorlar. Ürün çeşitliliğimiz bize çok farklı imalat alanları ile ilgili bilgi sahibi olma imkanı veriyor. 2021 yılında hemen hemen tüm sektörler geçtiğimiz yıldan gelen açıkları kapatabilmek için çok yoğun gayret gösterdiler. Elbette yılın ilk yarısında pandemi kaynaklı alınan önlemler bazı sektörlerin diğerlerinin gerisinde kalmasına da sebep oldu.
Firma olarak önümüzdeki dönemde, pandemi etkisinin kısmen hafiflemesi ile hem hammadde ve ara mamul tedarik süreçlerinin nispeten iyileşmesini hem de arz talep dengesinin eski normaline yaklaşmasını bekliyoruz.
