1982 yılında kurulan Aşçıoğlu Boya, oto tamir boyaları ,sanayi grubu boyaları, hırdavat tarzı sarf malzemeler ve el aletleri ticaretini yapıyor. Eskişehir’de 3 mağaza ile faaliyetine devam eden Aşçıoğlu Boya aynı zamanda Kütahya ve Eskişehir’de toptancılık alnında faaliyet gösteriyor.
Öncelikle firmanızın kuruluşu hakkında bilgi verir misiniz?
Aşçıoğlu boya 1982 yılında babamız Mehmet Aşçıoğlu tarafından Kütahya’da kurulmuştur. Oto tamir ve sanayi grubu boyalarında perakende ve toptancılık bayiliklerini zaman içerisinde oluşturan firmamız kısa sürede Eskişehir Kütahya Afyonkarahisar bölge toptancılıklarını oluşturmuştur. 2000’li yılların başlarında artık bölgede tanınan bir marka olma yolunda ilerleyen firmamız 2008 yılında Fikret Aşçıoğlu tarafından ilk Eskişehir şubesini, akabinde 2010 yılında Faruk Aşçıoğlu tarafından Eskişehir’de 2 . şubesini açarak 3 mağaza ile faaliyetlerine devam etmektedir.
Ürün gruplarınız nelerdir? Ürün gruplarına göre hangileri daha hareketli?
Şirketimiz oto tamir boyaları , endüstriyel alanda kullanılan sanayi grubu boyaları ve boya dışı diye tabir ettiğimiz kısmi hırdavat tarzı sarf malzemelerin ve el aletlerinin pazarlamasını yapmaktadır. En hareketli pazarımız endüstriyel pazar dediğimiz imalat sektörü yani sanayi grubu boyalarıdır. Tabiki burada pazarlama çalışmalarımızdan çok projelerde çözüm ortaklığı çalışmalarımız ön plana çıkmaktadır…
Bayiliğini yaptığınız markalar nelerdir? Tercih edilme sebeplerinden bahseder misiniz?
Ana toptancılığını yaptığımız markalar, oto tamir grubunda Akzo Nobel Kemipol A.Ş sanayi grubunda ise Akiş Boya A.Ş’dir. Akzo Nobel Kemipol dünyada boya konusunda marka olmuş ve bir çok otomotiv firmasına boya ikmallerini yapan belli standartlara sahip dünya devi bir şirket olması sebebiyle bu sektörde hemen hemen çoğu ilkleri sektöre kazandıran bir şirket olarak tercih edilen bir marka olmayı başarmıştır. Boya sektöründe en önemli konuların başında renk tonlarının standart olması gelir. Bu sebepten dolayı boya şirketlerinin renk konusunda katı bir şekilde standartlarını koruması gerektiğini söyleyebiliriz. Akzo Nobel gerek ar-ge gerekse yapısal standartları gereği bu konuda belli başarılara imza atmış ve kendisini ispatlamıştır.
Bayilik ile ilgili yaşanan sıkıntılar ve beklentileriniz nelerdir?
Her sektörde yaşanan sıkıntılar olduğu gibi bu sektörde de en çok yaşadığımız sıkıntıların başında birincisi Çin malı diye tabir edilen menşei belli olmayan ürünler. İkincisi de merdiven altı dediğimiz yerli ürünlerdir. Tabii ki bu sorunlar sonrasında bayi üzerinde finansal sorunlar ve bayinin piyasaya vereceği tavizleri getirmektedir. Sektörün en büyük sorunlarından biri de çırak ve kalfanın yetiştirilmemesi ve sektörde ki yetişmiş eleman eksiği. Bu konuda çıraklık eğitim merkezlerinde sektöre özendirme eğitim faaliyetlerinde çalışmaların yapılmasının sektör açısından çok iyi olacağı düşüncesindeyim.
Firmanız çalışma prensibi nedir? Fiyat politikasını nasıl planlıyorsunuz?
Aşçıoğlu Boya çalışanlarıyla patron çalışan ilişkisinden çok aile olmayı prensip edinmiş ve takım arkadaşlarını da bu çerçevede seçen güler yüzlü bir ailedir. Müşteri ilişkilerinde dostluk ve devamlılığı misyon edinmiştir. Fiyat politikası olarak son kullanıcıyı koruma prensibinde uygulamalarda bulunan şirketimiz faaliyet gösterdiğimiz bölgede hizmet ve kalite olarak en prestijli marka fiyat olaraksa en uygun politikayı uygulamayı ön planda tutmaktadır.
2014 yılsonu hedeflerinize ulaştınız mı? 2015 yılı için öngörüleriniz ve hedefleriniz nelerdir?
2014 Yılında ticari olarak çok verimli bir yıl olmasa da yıl sonu hedeflerimizde yüzümüz güldü fakat 2015 yılı için aynı pozitif düşüncelerimizim yok. Sanırım siyasi süreçler 2015 ve 2016 yılını olumsuz etkileyecek. Tabi burada önemli olan, ne olursa olsun esnaf arkadaşların çizgilerini koruması ve aynı prensiplerle az olsun ama güzel olsun düşüncesinde emin adımlarla ticaretlerini sürdürmeleri olacaktır diye düşünüyorum.
Bölgesel olarak kentinizi ticari anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bölgesel olarak Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar, İstanbul, Ankara ve İzmir ‘in arasında sıkışmış fakat bir o kadar da bu 3 büyük şehirden iyi faydalanmayı bilmiş orta düzey verimliliğe sahip üretici bir bölge. Genç göç çok fazla fakat iş olanakları kısıtlı. Bölgemize üretim açısından daha çok teşvik daha çok yatırımcı ve en önemlisi endüstriyel eğitim merkezleri gerekli. Gençlerimizin bu konularda yetiştirilmesi en önemlisi de “ okumazsan sanayiye vereceğim seni” düşüncesinin yıkılıp bir zanaat kazanmanın ne kadar önemli olduğunu gençlere ve çocuklara aşılanması gerekiyor. Nitekim büyüklerimizin çok güzel bir sözüyle bu konuyu bağlamak isterim ; “bu ülkenin çöpçüye de, doktora da mühendise de, işçiye de ihtiyacı var ama hakkettiği gibi ezerek yada ezilerek değil”.
