24 Nisan 24 Çarşamba 17:58
Çarşamba, Nisan 24, 2024
spot_img

EN YENİ

Bahçe Sektörünün Kazandıran İsmi Sares, Şimdi Hırdavat Sektöründe

sares2009 yılında kurulan Sares Bahçe ve Orman Ürünleri, bahçe ve tarım makinaları sektöründeki boşluğu doldurmaya devam ediyor. Sares Bahçe ve Orman Ürünleri Genel Müdürü, Samet Saraç ile yaptığımız söyleşide Saraç; ithalatçı ve üretici olarak önceliklerinin Ar-Ge ve inovasyon olduğunu belirtirken, hem bayi yapılanması hem ürün niteliği hem de servis ağı ile piyasadaki bir çok markadan ayrılarak farklılaştıklarını aktardı. Saraç; yakın dönem içerisinde Daewoo markası ile hırdavat sektörüne de iddialı olarak giriş yapacaklarını bildirirken sektördeki tecrübe ve ticari etik anlayışını hırdavat sektörüne aktarmaya karar verdiklerini anlattı. Sorularımızı yanıtlayan Sares Bahçe ve Orman Ürünleri Genel Müdürü Samet Saraç, tüm bilinmeyenleri ile Sares’i anlattı.

Firmanız hakkında ve faaliyet gösterdiği alanlarla ilgili bilgi verir misiniz?

Sares Bahçe ve Orman Ürünleri 2009 yılında kurulmasına rağmen sektörde ki geçmişi çok daha önceki yıllara dayanıyor. Bahçe ve tarım makinaları sektöründe lider şirketlerden biri olan Yağmur Tarım Makinaları’nın grup şirketlerinden biriyiz. Bu anlamda Yağmur Tarım Makinaları 55 ülkeye ihracat yapan, 300 kişiye yakın kişiyi istihdam eden ve Türkiye’de pazar lideri olan bir şirket konumunda yer alıyor. Sares ise 2009 yılında kuruldu ve kurulduğu yıldan bu yana dünyanın kendi alanında öncü markalarının distribütörü oldu. Sares olarak bizlerin asıl iştirak konusu bahçe ve tarım makinaları. Hedef kitlemiz ise; evinde bahçesi olan kullanıcılardan tutunda belediyenin park bahçelerde kullandığı ürünlere kadar veya tarımsal olarak kullanıcıların kullandığı ürünlere kadar geniş bir skalada yer alıyor.

Ürün gamınızdan ve distribütörlüğünü yaptığınız markalardan bahseder misiniz?

 MTD

Sares olarak ürün gamımızdan ziyade markalarımızı öne çıkartıyoruz. Bunlardan biraz bahsetmek gerekirse; dünyanın en büyük çim biçme makinası ve çim biçme traktörü üreticisi olan MTD Grubu’nun distribütörlüğünü yürütüyoruz. MTD, dünyada 20’nin üzerinde fabrikası olan kendi alanında 1 numara olan bir marka. Bizler de MTD Grubu’nun ürünlerini Türk kullanıcısı ile buluşturuyoruz. MTD’nin çim biçme makinesinden çim biçme traktörüne kadar, kar küreme makinelerinden çim havalandırma makinelerine kadar bahçe ve peyzaja yönelik oldukça geniş olan ürün gamını agresif fiyat seviyesinde Türkiye’ye sunuyoruz.

WOLF-Garten

Türkiye distribütörlüğünü yürüttüğümüz bir diğer markamız ise WOLF-Garten. WOLF-Garten 80 yıllık bir marka. İçinde bir çok alet bulunuyor. Budama makaslarından budama testerelerine kadar hobi bahçeciliğinde ya da peyzaj bakımında kullanılacak ürünler söz konusu. WOLF-Garten’ın en büyük özelliği; geniş ürün yelpazesinin olması ve kendi segmentinde hiçbir üründe bu kadar geniş ürün yelpazesinin olmamasıdır. Ürünleri yine oldukça kaliteli ve premium bir marka olma özelliğini taşıyor.

Secho

Secho markasından da bahsetmek isterim. Secho; yönetiminin Sares tarafından yapıldığı, ürün geliştirmesinin %100 Türk sermayesi ile tasarlandığı bir markadır. 2009 yılında 35 yıllık sektör tecrübemizi kullanarak, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda kaliteli ürünleri, uygun fiyata piyasaya sunmak adına tasarladığımız ürünleri bünyesinde barındırıyor. Secho markamızının tüm ürün tasarımını bünyemizde istihdam etttiğimiz mühendis kadromuz ile gerçekleştirerek kalite-kontrol işlemlerini takip etmekteyiz. Bu ürünlere değinmemiz gerekirse motorlu tırpanlar, çayır biçme makineleri, motorlu testereler, yüksek dal budama testereleri, zeytin hasat makineleri, çit budama makineleri, burgu makineleri, ilaçlama makineleri, motopomplar, misinalar ve diğer ürünlerimizi seçkin fabrikalarda ürettirip Türk kullanıcısının hizmetine sunuyoruz. Ayrıca yüksek kapasiteli ilaçlama makineleri, üfleme makineleri ve toplama makinelerinizi bizzat kendimiz üretiyoruz. Lokomotif markalarımızdan olan Secho, şirketimizin en önemli markalarından biri konumunda bulunuyor.s1

Daewoo

Daewoo markasını da bünyemizde bulunduruyoruz. Güney Kore’nin köklü sanayi holdinglerinden olan Daewoo birçok sektörde faaliyet gösteren ve bu sayede tüm dünyada yoğun bir tanınmışlığa ulaşan bir markadır. Ürün serisi altında birçok ürün grubunu barındıran Daewoo’nun Türkiye distribütörlüğünü 2015 yılı Haziran ayı itibariyle Sares olarak almış bulunuyoruz.

Daewoo ürün serisi içinde; motorlu testereler, jeneratörler, elektrikli aletler, elektropomplar, kompresörler, yüksek basınçlı araç yıkama makinelerini ve bahçe ürünlerini sayabiliriz. Daewoo, ürünlerinde daima yüksek kalite ve sonuç odaklı müşteri memnuniyetini ön planda tutarak uzun yıllar sorunsuzca kullanılacak ürünleri kullanıcılara sunuyor. Ağırlıklı olarak hırdavat sektörüne sesleniyoruz. Daha önce bahsettiğim gibi asıl uzmanlık alanımız bahçe fakat hırdavat sektörüne ısınma dönemindeyiz. 2017 senesi bizler için hırdavat sektörünü tanıma yılı olacak ve bu sektörde ağırlığımızı artırıp sektöre entegre olmak istiyoruz.

Powerbox

Powerbox güç grubunda müşterilerimize hitap eden bir markamız. Powerbox markamız altında 1 kW ile 13 kW aralığında yüksek kaliteli, dizel ve benzinli portatif ve sabit jeneratörler bulunuyor. Sektörde fark yaratan tüm özellikleri standart olarak sunan Powerbox jeneratörler, yüksek kaliteli ve rekabetçi fiyatları ile kısa sürede kullanıcılar tarafından büyük beğeni topladı. %100 bakır sargılı alternatörler, akım dengeleme sistemleri, yüksek kaliteli motor komponentleri gibi üstün özelliklerinin tümünü standart olarak sunduğumuz Powerbox jeneratörler fark yaratıyor.

Minelli

Tüm bunlar dışında daha spesifik markalarımız da bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Minelli markası. Minelli; Zeytin hasat makineleri sektörünün en büyük üreticilerden olan Minelli, sürekli geliştirdiği patent havuzu ve geniş ürün yelpazesi sayesinde kullanıcıların ihtiyaçlarına bağlı olarak farklı ürün seçenekleri sunmaktadır. Kullandığı yüksek teknoloji ile sofralık ve yağlık zeytin hasatı için ayrı ayrı çözümler üreten Minelli, elektrikli, benzinli ve pnömatik zeytin hasat makineleri üretiminde bir dünya markası konumunda yer alıyor.

 Proyard

Kullanıcılara uygun fiyatları ve rekabetçi ürünleri sunan Proyard, ürün serisinde motorlu testereler ve motorlu tırpanlar gibi temel orman ve bahçe makinelerini barındırıyor. Proyard markalı ürünlerinin muadilleri arasında, fiyat-performans oranına en yüksek ürün olduğu konusunda iddialıyız.s3

Cub Cadet

Amerika’nın en üst kalite segmentteki markalarından olan Cub Cadet, ömürlük kullanım için titizlikle tasarlanıyor. Profesyonel çim biçme makineleri, profesyonel çim biçme traktörleri, alttan tablalı ve yüksek hızlı, taşeron ve golf saha kullanımına özel çim biçme traktörleri, çim havalandırma makineleri gibi ürünleri 1961 yılından bugüne kadar üretimi sağlanıyor. Standart ürünlerinin yanı sıra Cub Cadet markasının en son yeniliği ise geniş alanlara sahip golf sahaları için çim biçme robotları oluşturuyor.

Genel anlamda bütün markalarımızda Türkiye geneli aktif bir şekilde satış gerçekleştiriyoruz. Her markamızın ayrı ayrı kendi içinde baskın olduğu bir bölge bulunuyor.

Bulunduğunuz bahçe sektörünün dışında hırdavat sektörüne de adım atmaya başladınız? Bu konudan ayrıntılı olarak bahseder misiniz?

 Sektördeki tecrübemizi ve ticari etik anlayışımızı, hırdavat sektörüne aktarmaya karar verdik. Bu anlamda Daewoo markası ile buna başladık. Daewoo markamız ile giriş yaptığımız hırdavat sektöründe mevcut ürün serimize yeni ürünler ekleyerek son kullanıcıya ulaşmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda acele etmiyoruz ve 2017-2018 yılında Daewoo ürün grubunu hırdavat ve nalburlarda daha aktif bir şekilde bulunmasını istiyoruz. Bu noktada 2017 yılını gözlemleme yılı olarak görüyoruz. Bundan sonraki süreçte yavaş yavaş ağırlığımızı ve konsolide gücümüzü göstereceğimizi düşünüyorum. Bu noktada oldukça iddialıyız.

 Daewoo markasını pazardaki diğer markalardan ayıran özellikler nelerdir?

Daewoo’nun piyasadaki ürünlerden ayrılan özellikleri var. Piyasadaki bir çok marka gibi Uzakdoğu’da ürünü üretip kendi markasını üzerine basmaktan ziyade ayrı bir mühendislik ekibi ile ciddi operasyonlar yönetiyor. Daewoo, kendi mühendislik ve satın alma ekibi ile ürünlerini dünyanın bir çok yerinde üretiyor ve bu üretim sürecine gerek tasarım, gerek kalite kontrol sürecine dahil oluyor. Her bir ürünü 400 saatlik kullanım testlerinden geçirdikten sonra yalnızca Daewoo üretim mühendislerince onaylanarak Daewoo kataloglarına giriyor. Bu anlamda hem fiyat anlamında iddialı, hem de satıldığı zaman sorunsuz bir ürün gamı ortaya çıkıyor. Daewoo’nun ürün serisinde olan başlıca ürünleri; motorlu testereler, jeneratörler, elektrikli aletler, elektropomplar, kompresörler, yüksek basınçlı araç yıkama makineleri ve bahçe ürünleri olarak sayabiliriz. Daewoo, ürünlerinde daima yüksek kalite ve sonuç odaklı müşteri memnuniyetini ön planda tutarak uzun yıllar sorunsuzca kullanılabilecek ürünleri kullanıcılara sunuyor.

Türkiye pazarına sunduğunuz markaları belirlerken özellikle tercih sebepleriniz neler oluyor?

Baktığımızda distribütörlüğünü yaptığımız markalardan bizlere distribütörlük konusunda talepler geldi. Daha önce bahsettiğim gibi kuruluşu 40 yılı aşkın bir şirketiz ve uluslararası fuarlara katılıyoruz. Burada MTD ve diğer saydığımız markalar bizlere Türkiye’de partner arayışında olduklarını belirttiler. Bizler de bu talep doğrultusunda markaları ve ürünleri inceleyerek bayi ağımızda nasıl bir reaksiyona yol açar analizi yaptık ve şartların uygunluğu dahilinde anlaşmalarımızı gerçekleştirdik.s2

Bahçe Ekipmanları sektöründeki tüketici ihtiyaçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu ihtiyaç ve taleplere firma olarak nasıl destek veriyorsunuz?

Tüketici ihtiyaçlarına yönelik ürünler sunmamız aslında bizim şirket olarak rakiplerimizden ayrıldığımız en önemli noktalardan birisi. Geçmişten edinmiş olduğumuz üretici kimliğimiz ve tecrübemiz sayesinde üretim yapma konusunda rakiplerimizden çok daha farklı bir noktadayız. Başka firmalar gibi üretimimizi Çin’den ithal edip üzerine kendi markamızı basarak piyasaya sunma gibi bir çalışmamız yok. Bizzat şirketimizde istihdam ettiğimiz mühendis kadromuz sayesinde ürünlerimizi sıfırdan tasarlayarak üretimini Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz ürün gruplarımız var. Bize göre bizi rakiplerimizden ayıran en büyük özellik de bu. Satışını gerçekleştirdiğimiz çoğu ürün, ürün geliştirme ekibimiz tarafından optimize edilip Türkiye pazarına sunuluyor. Bu konu aslında çok önemli. Çünkü ülkeden ülkeye kullanım alışkanlıkları farklılık gösterebiliyor ve geçmişten edindiğimiz tecrübe sayesinde kullanıcıların taleplerini üretim aşamasında piyasaya arz edeceğimiz ürünlerimize yansıtabiliyoruz. Dolayısı ile üretim sürecinde daha farklı ve kullanıcının çalışmasını kolaylaştıracak neler yapabiliriz sorusuna cevap arıyoruz çoğunlukla. Örneğin iConsole adında yeni bir inovasyon çalışmamız var. Bu inovasyon ürünümüz aslında bir kullanıcı asistanı. Kullanıcıya bakım aralıklarını hatırlatan, motorun ısı ve devir parametrelerinin dışına çıktığında kullanıcıyı uyaran bir teknoloji. iConsole, dünyada sadece bize patentli bir teknoloji. Sares olarak böyle teknolojilerle pazarda farklılaşarak sektörde öne çıkıyoruz.

Bayilik çalışmalarınızdan bahsedersek, bayilik çalışmalarınız nelerdir?

Başta da bahsettiğim gibi Sares olarak 2009 yılında kurulduk fakat sektörde 1970’lerden bu yana faaliyetlerimiz buluyor. O yıllardan bu yana kemikleşmiş bir bayi ağımız bulunuyor. Bu firmalardan bir çoğu sadece Sares’in ürünlerini satıyor ve zaten baktığınız zaman kendi bilindiği coğrafyada erişimi kuvvetli, güçlü olan bayiler bizim bayilerimiz. Bu anlamda mevcut bayilere sürekli yenileri ekleniyor. Bayilerimizle de çeşitli etkinliklerimizle bağımızı güçlendirerek sürekli iletişim halinde oluyoruz. Türkiye geneli 300’ün üzerinde bayimiz bulunuyor. Bayilerimizle sürekli toplantı ve ürün eğitimleri üzerine etkinliklerimiz oluyor. Yine bayilerimizle yurt dışı seyahatlerimiz ve fabrika gezilerimiz mevcut. Sektörde geniş ve en sadık bayi ağına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.

Bayilere ne gibi avantajlar sunuyorsunuz?

Eğitimlerimiz ile bayilere sağladığımız ‘yetkinlik’ özelliklerinden sonra ‘kazandırır’ sloganımız ile temel hedefte kazandırmayı amaç ediniyoruz. 2009 yılında yaptığımız sektörel analizler sonrası, bayilerin en büyük sıkıntılarının karlılık olduğunu gördük. Bunun da temel sebebinin ithalatçı firmaların günü kurtarmak amaçlı satışlar yaparak bayilerin aidiyet ve sadakat beslemediklerinden kaynaklı olduğunu gördük. Biz bu konunun çözülmesi gerektiğini düşündük ve kendi bulunduğumuz coğrafya kapsamında bayilerimizle birlikte karşılıklı sadakatimizi geliştirdik ve koruduk. Ana bayilerimizin bölgede bulunduğu ve kurduğu hakimiyete çok fazla müdahale etmeyerek onların bölgede alt bayi yapılanmasına olanak sağladık ve sağlıyoruz. Bu kapsamda bayimiz; yakın komşusu ile birebir aynı ürünü satarak rekabet etmemiş oluyor ve karlılığını istediği seviyede tutabiliyor, sonrasında tabii daha da iyi hizmet veriyor. Tabii ki karlılık olmazsa olmaz fakat bu çalışma prensibimiz ile bayinin daha da iyi hizmet vermesine olanak sağladık.

Sares olarak sektöre eğitim anlamında verdiğiniz destek ve çalışmalarınız nelerdir?

Burada iki farklı eğitim söz konusu. Birincisi pazarlama eğitimi. Bayinin ürünü satarken ki uygun ve cezbedici argümanları onlara vermeyi hedefliyoruz. Bir de servis eğitimleri veriyoruz. Servis eğitimlerimiz bizim teknik ekibimiz ya da kimi zaman yurt dışından gelen teknik personel tarafından veriliyor. Bu anlamda eğitim bizim işimizin olmazsa olmazı diye bilirim.

Satış sonrası hizmet faaliyetlerinizden bahseder misiniz? DSC_0182

Bayilerimizin tamamı aynı zamanda kendi servis hizmetini sunmakta. Bunun dışında sadece servis hizmeti veren bayilerimiz de bulunuyor. Hepsini topladığımız zaman Türkiye geneli 500’e yakın servis noktamız var diyebiliriz. Bununla yetinmiyoruz tabii ki. Ürün stoğumuza giren tüm ürünlerimizin yedek parçalarının servis stoğunda bulunuyor olması da öncelik verdiğimiz ve dikkat ettiğimiz noktalardan birisi. Tüm müşterilerimize 10 yıl boyunca bizden alınan bir ürünün yedek parçasını temin etme sözü veriyoruz. Bu hizmeti mümkün olduğunca en modern şartlarda yapmaya çalışıyoruz. Örneğin Kuark isimli, tamamen şirketimizde görev yapan yazılım mühendislerimizin geliştirmiş olduğu bir yazılım kullanmaktayız. Satış sonrası hizmetlerin tümü Kuark sistemi üzerinden ilerliyor. Örneğin; bayi ürünü satın alma aşamasında Kuark altyapısını kullanarak garanti sürecini aktive ediyor. Daha sonra ürünle ilgili herhangi bir teknik sorun olması halinde servis, Kuark üzerinden garanti talebinde bulunuyor ve burada müşterimizin şikayetini, servisin yorumunu ve gerekirse fotoğrafları Kuark sayesinde yüklüyor. Kuark’a yüklenen müşteri talebi teknik ekibimiz tarafından incelenerek haklı bulunması durumunda direkt olarak yedek parçanın ilgili noktaya sevk edilmesi sağlanıyor. Tarafımıza gelen taleplere 24 saat içerisinde de geri dönüş garantisi veriyoruz.

İnovasyon ve Ar-Ge alanındaki çalışmalarınız nelerdir?

İnovasyon ve Ar-Ge çalışmalarımız en güçlü olduğumuz özelliklerimizden bir tanesi. Örneğin bünyemizde ürettiğimiz ve geliştirdiğimiz bir ilaçlama makinası var. Bu ilaçlama makinasının tasarım aşamasında oldukça titiz çalıştık. Tasarım aşamasında bir çok model çalışıldı ve en son tamam dediğimiz model 52. versiyon modeldi. Yani bundan önce 51 model hazırlandı ve onlar tarafımızca kabul görmedi. Bu bahsettiğim süreçte oldukça uzun süren ve maliyetli bir çalışma. Sares olarak bizler bütçemizin büyük bir kısmını Ar-Ge’ye harcıyoruz. Nihai olarak müşterinin ilk bakışta diğerlerinden ayırt edeceği ürünleri pazara sunabilirsek pazarlamada üzerimize düşen görev o kadar azalır diye düşünüyoruz.

Sizce sektör açısından yaşanan en büyük problem nedir? Çözüm öneriniz var mı?

Sektörün en büyük sıkıntılarından birisini taklit ürünler oluşturuyor. Birebir aynısı gibi satılan ürünler sektörde ciddi sıkıntılara neden oluyor. Örneğin grup şirketimiz Yağmur Tarım Makinaları’nın pazar liderliği çapa makinalarında bulunuyor ve pazarda bu çapa makinalarının aynı ismini benzeterek, aynı model, aynı renk ürün yapan 7-8 tane merdiven altı üretici var. Yağmur Tarım, bu markaların hepsi ile hukuksal yollar ile mücadelesini sürdürmekte ve bu mücadelemiz her koşul ve şart altında devam edecektir.

 2017 yılı sektörel anlamda beklenti, hedefleriniz nelerdir?

2016 yılında seçimler ve darbe kalkışmasından ötürü piyasalarda ötelenmiş bir talep vardı. Aslında ekonomik çalkantılarla çok fazla etkilenmeyecek bir sektördeyiz. Örneğin; Malatya’da kayısı para ettiği sürece açıkçası doların ve enflasyonun ne olduğunun çok da önemi yok. Orada köylünün tek bir kriteri var o da mahsul ve rekolte. Fakat ülkenin başından geçen toplumsal ve siyasi olaylar ile insanlar alımlarını öteleyebiliyorlar. 2016’da bunu yaşadık fakat 2017’nin başlaması ile startımızı iyi verdik. Zaten şubat ayından itibaren baharın sinyalleri ile güney bölgelerde ilk akışı çok iyi aldık. 2017 yılının 2016 yılına göre çok daha iyi ve verimli geçeceğini düşünüyoruz.

Gelecek dönem içerisinde yeni yatırımlar söz konusu mu?

Bizler üretimde, ürün geliştirme odaklı çalışıyoruz. Ürün geliştirme dediğimizde sadece kendi ürettiğimiz ürünler değil ithal ettiğimiz ürünlerde de ürün geliştirmeye gidip üretimle birebir ilgileniyoruz. Yani iki dalda da ciddi bir yatırımımız söz konusu. Şu anda hali hazırda 3 projemiz devam ediyor. Motorlu tırpanların geçen yıl yatırımını yaptık ve bu yıl üretimini başlattık. İlaçlama makinelerinde de geçen yıl yaptığımız yatırımla birlikte bu yıl üretimine geçtik. Son olarak da motorlu testerelerde yatırımımız mevcut. Bu da 2017 sonu ya da 2018 başında devreye girecek. Yine ilaçlama makinesi segmentinde ürünlerimizi genişletmeye devam ediyoruz.

#BahçeSektörü #Bahçe #Sektör #Sares #KazandıranİsmiSares #Kazandıran #HırdavatSektörü #Hırdavat #BahçeveOrmanÜrünleri #Ürün

Latest Posts

spot_img

KAÇIRMAYIN

HABERDAR OLUN

Nalbur sektöründen en son haberler e-postanıza gelsin.